Elektrik Akımı Nasıl Oluşur ?

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 



Aslında bu çok zor bir soru, ama açıklamak zorunda olduğumun farkındayım. Bildiğiniz gibi metallerin atomlarındaki elektron sayıları metalin cinsine göre değişir. İletken maddelerin atomlarının son yörüngelerinde 4 'den az elektron bulunur. Atomlar bu elektronları 8 'e tamamlayamadıkları için serbest bırakırlar. Bu yüzden bir İletken maddede milyonlarca serbest elektron bulunur.

Bu maddeye elektrik uygulandığında elektronlar negatif (-) 'den pozitif (+) yönüne doğru hareket etmeye başlar. Bu harekete "Elektrik Akımı" denir. Birimi ise "Amper" 'dir. İletkenin herhangi bir noktasından 1 saniyede 6.25*10^18 elektron geçmesi 1 Amperlik akıma eşittir. Akımlar "Doğru Akım" (DC) ve "Alternatif Akım" (AC) olarak ikiye ayrılır. Şimdi bunları ayrı ayrı inceleyelim.


Doğru Akım (DC) :

Doğru akımın kısa tanımı "Zamana bağlı olarak yönü ve şiddeti değişmeyen akıma doğru akım denir." şeklindedir. Doğru akım genelde elektronik devrelerde kullanılır. En ideal doğru akım en sabit olanıdır. En sabit doğru akım kaynakları da pillerdir. Birde evimizdeki alternatif akımı doğru akıma dünüştüren Doğrultmaçlar vardır. Bunların da daha sabit olması için DC kaynağa Regüle Devresi eklenir.


Alternatif Akım (AC) :

Alternatifin kelime anlamı "Değişken" dir. Alternatif akımın kısa tanımı ise "Zamana bağlı olarak yönü ve şiddeti değişen akıma alternatif akım denir." şeklindedir. Alternatif akım büyük elektrik devrelerinde ve yüksek güçlü elektrik motorlarında kullanılır. Evlerimizdeki elektrik alternatik akım sınıfına girer. Buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, aspiratör ve vantilatörler direk alternatif akımla çalışırlar. Televizyon, müzik seti ve video gibi cihazlar ise bu alternatif akımı doğru akıma çevirerek kullanırlar.

Bir E elektrik alanı içerisinde bulunan farklı iki nokta arasında yük farkı bulunuyorsa bu iki nokta arasında potansiyel bir fark bulunur. Elektrik yükleri doğal olarak bulundukları ortamı nötrleştirmek isterler. Bu iki yük arasında iletken bir ortam varsa yüksek potansiyelli noktadan düşük potansiyelli noktaya doğru bir yük akışı olacaktır. İşte bu yük akışına akım denir.

Bir atomda elektronlar hareketli, protonlar ise sabittir. Ancak her iki parçacık için de belirli bir 'hareket ve yön'den bahsedilir. Aslında proton, bir 'oyuk', elektron da bu oyuğu kapatan bir tanecik olarak düşünülebilir. Elektron ileri yönde hareket ettiğinde, oyuk yani proton geride kalacaktır. Bunu bir seri şeklinde düşünürsek, elektron kaç birim ilerlediyse proton da o kadar geride kalacak demektir. Bu yaklaşımla, protonların göreceli olarak elektronların tersi yönde hareket ettiğini söyleyebiliriz.

Metallerde akım yönü elektronların yönüdür, çünkü metal atomları negatif yüklüdür ve bu elektronlar koparak kendilerini nötrlemek isterler. Ancak elektrik devrelerinde akım yönü, güç kaynağının pozitif ucundan negatif ucuna doğru alınır. Bu kabul, devrenin akımının hesaplanmasında işlem kolaylığı sağlar.

Farklı ortamlarda akım, elektronlarla veya protonlarla taşınabilir. Örneğin elektrolit sıvılarda (elektrik akımı verilerek bileşenlerine ayrılan sıvı, çözelti) akım hem elektronlarla hem de protonlarla taşınabilir. Kurşun-asit pillerde pozitif hidrojen iyonları bir yönde akarken, negatif sülfat iyonları diğer yönde akar. Elektrik arkında akımı oluşturan parçacık genelde elektronlardır. Aynı şekilde bir hızlandırıcıdaki pozitif yüklü proton demeti söz konusu ise akım hem pozitif hem de negatif yük akışı ile gerçekleşir.

Eğer bir iletken telin uçları birleştirilerek bir halka şeklinde bağlanırsa halka üzerindeki tüm noktalar aynı potansiyele sahip olacağından elektrik alanı sıfır olur. Elektrik alan sıfır olduğu için de iletken üzerinde bir yük akışı yoktur, dolayısıyla akım da sıfırdır. Şayet halkanın uçları birbirinden ayrılır ve bir güç kaynağına bağlanırsa halka artık her noktasında aynı potansiyele sahip olmayacaktır. Böylece iletkenin uçları arasında bir potansiyel fark oluşur.

Elektrik alanı, tel içindeki yüklere kuvvet uygular ve onları iletken içinde hareket etmeye zorlamak sureti ile dolaşmasına ve bir akım oluşmasına sebep olur. Elektrik yüklerinin herhangi bir madde üzerinde iletilmesi, o maddenin elektrik yüklerine karşı gösterdiği dirence (yani zorluğa) bağlıdır. Doğada maddeler, elektriği iletmede gösterdikleri zorluğa ve kolaylığa göre 'iletken ve yalıtkan maddeler' olarak ikiye ayrılır. 

Hücresel Telefonda Bant Genişliği

Mobil Radyo Telefon (Mobile Radio Telephone)'lar telefon ağına bağlı ilk ticari ve kablosuz telefonlardır. Hücresel telefon teknolojisinin ilerlemesiyle birlikte sonradan 0G ( Zero Generation - Sıfırıncı Nesil) olarak anılmaya başlanmıştır.

Fiber Optik Kablo Çeşitleri

Fiber optik kablolar ışık sinyalinin gönderildiği camdan veya plastikten imal edilmiş çekirdek kısmı ve çekirdek üzerine uygulanan akrilik kaplama ile istenilen renklerde kaplanarak gevşek ve sıkı tüpler içerisine yerleştirilen, mukavemet...

Fiber Optik

Bilgi iletişiminin tarihi oldukça eskiye dayanır. İlk çağlar da insanlar ateş yakarak iletmek istedikleri bilgiyi bir tepeden bir başka tepeye aktardılar. Işık kullanılarak yapılan bu ilk haberleşmede insanoğlu belki de...

Direk Tipi Trafo

İletim hatlarında gelen orta gerilimi tüketicilerin kullanabileceği alçak gerilime düşüren ve direklerin üzerine monte edilen trafolara direk tipi trafolar denir.  Özelliği Bu tip trafo merkezleri genellikle küçük yerleşim birimleri ile ana dağıtım trafosuna uzak aboneleri beslemek için kullanılır. Trafo ve donanım direk üzerine monte edilmiştir. Bir kısım elemanlar ise direğin yanında bulunan alçak gerilim panosuna monte edilmiştir.

Güneş panelleri Tasarımı

 Güneş enerjisi kullanarak elektrik üretimi, bugünlerde sıkça konuşulan yenilenebilir enerji kaynağı uygulamalarının oldukça popüler olan bir çeşididir. Bol olması, bedava olması, işletme maliyetinin düşük olması ve çevre kirliliğine yol açmaması gibi birçok iyi nedenden dolayı yatırımcıların dikkatini çekmektedir. Bu çalışmada fotovoltaik hücreler ile elektrik enerjisi üreten sistemlerin maliyeti üzerinde durulmuştur.

Kirşofun Gerilimler kanununu

Kirşofun gerilimler kanununa göre kapalı bir elektrik devresinde (çevrede) devre elemanları üzerinde düşen gerilimlerin toplamıgerilim kaynağının gerilimine eşittir. Veya kapalı bir çevredeki gerilimlerin toplamı sıfırdır. Aşağıdaki şekle bakıldığında kirşofun gerilimler kanunu daha iyi anlaşılır. Yukarıdaki şekilde görüldüğü gibi Vk gerilimli güç kaynağından beslenen R1, R2 ve R3 dirençleri üzerinde düşen gerilimler VR1, VR2 ve VR3 gerilimleri vardır. Şekilde okla çizilen çevre devredeki bütün gerilimleri çevrelemektedir. Kirşofun gerilimler kanununa göre VR1, VR2, VR3 gerilimlerinin toplamı Vk kaynak gerilimine eşittir. Yani;

Parafudur

Bir yüksek gerilim tesisini veya bunun bir kısmını müsaade edilmeyen aşırı gerilimlere  karşı koruyan aygıtlara aşırı gerilimlere  karşı koruma aygıtları denir. Bu koruma aygıtlarından  biri  de  parafudurdur.  Parafudur,  büyük  akım  darbelerini  toprağa  iletir  ve işletmeyi  kesintiye  uğratmadan  aşırı  gerilimleri  şebeke  izolasyonu  için  zararsız  bir  düzeye indirir.

'W' Otomat Sigortalar

Evlerimizde, işyerlerimizde, endüstriyel tesislerde veya özel işletmelerde can ve mal kaybına karşı elektriksel olarak koruma yapmamız gerekmektedir. Bu koruma elektriğin üretildiği yerden başlayarak son kullanıcıya kadar devam eder. Elektrik sigortası, elektrik tesisatı üzerinde beslenilen hat üzerindeki anlık yüksek gerilim, aşırı akım, kısa devre, nominal akımın üzerinde akım geçişi gibi elektriksel olumsuzlukların önüne geçebilmek için termik ve manyetik özelliklerle elektrik enerjisini kesen bir güvenlik önlemidir.

50 HZ frekans

Frekans bir olayın birim zaman (genel olarak 1 saniye) içinde hangi sıklıkla, kaç defa tekrarlandığının ölçümüdür. Bir saniye içerisinde oluşan saykıl sayısına frekans denir. Ülkemiz elektrik şebekesinde frekans değeri 50 Hz’de sabit tutulmaya çalışılır. Bunun sebebi özel frekanslı sistemler haricinde tüm elektrikli cihazların 50 Hz frekansına uyumlu olmasıdır.

Akım Trafoları


 Akım Trafoları  "primer" dediğimiz esas devreden geçen akımı, manyetik bir  kuplaj  ile,  küçülterek  "sekonder"  dediğimiz  ikincil  devreye  ve  bu devreye bağlı cihazlara aktarırlar. Bunun sonucunda;  a) Cihazların büyük akımlar ile zorlanması, b) OG ve YG devrelerinde, cihazların büyük gerilimler ile zorlanması önlenmiş olur.

Alternatif Akım

Bildiğimiz gibi elektrik santrallerinde döner elektrik makinaları alternatif akım, yani sinüsoidal akım üretirler. Bu akımın üretilmesi Faraday Yasası’na dayanmaktadır. Faraday Yasası’na göre bir manyetik alan içerisinde hareket eden bir iletkende bir gerilim endüklenir. Buna göre manyetik alan ve iletkenlerden oluşan bir sistemde bu büyüklükten birinin sabit, diğerinin hareketli olması gerekir.

Alternatör

Generatörlerin çalışma esaslarında anlatılan akım her yarım turda yön değiştirir. Büyük güçlü generatörlerde kutuplar elektromıknatıslardan oluşur. Kutupları oluşturan bu elektromıknatıslara uyartım sargısı ismi verilir. Dinamonun Çalışması Yönü değişken olan bu akımı tek yönlü olarak dışarı alabilmek için kolektör (komütatör) ve fırçalardan oluşan bir düzenek kullanılır.

Ampul

Günlük hayatta kullandığımız çoğu teknolojinin kim tarafından, ne zaman icat edildiğini pek düşünmeyiz. Bizim için önemli olan işimize yaramasıdır. Bu teknolojilerden biri de tek bir düğmeyle çalışan akkor lambalar yani ampuller. Ampulün icadı deyince hemen Thomas Edison’un ismi akla gelir. Peki gerçekten öyle mi? Ampulü Edison mu icat etti? Gelin şimdi hep birlikte geçmişin karanlığında biraz gezintiye çıkalım ve “Ampulü kim icat etti?” sorusunu aydınlatmaya çalışalım.

    Yusuf Gökçe

    'Yusuf GÖKÇE Blog' Teknoloji'nin her dalından hayatımızı kolaylaştıran buluşların kısa ve öz teknik bilgileri bu portalda olacak...

    Bizden Makaleler

    © 2025 Yusuf Gökçe. Elektrik, Elektronik, Bilgisayar, Otomasyon, Telekominikasyon...

    Arama