DVB-S (satellitte)

Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

DVB-S, evinizde televizyonların dâhili ya da harici olarak video alarak sizlere görüntü vermesini sağlayan cihazlar üzerinde görmüş olduğunuz bir kelimedir. DVB kelimesinin, sayısal görüntü aktarımı olduğunu biliyoruz. Peki, DVB sonrasında bulunan “S” nedir? Burada kullanılan “S” satellitte yani Türkçe olarak Uydu anlamına gelmektedir.

DVB sonrasında eklenen harflerin videonun hangi kaynak üzerinden size aktarıldığını göstermektedir. O halde DVB-S, uydu üzerinde sayısal video sinyallerin alındığını belirtir. Uydu üzerinde, hava yolu ile alıcınıza ulaştığı anlamına da gelmektedir diyebiliriz. Başlıkta görmüş olduğunuz “ne anlama” ifadesinde dikkatinizi çeken en önemli husus, terimlerin her birinde DVB ibaresinin geçiyor olmasıdır. DVB, Digital Video Broadcasting kelimelerinin baş harflerinden oluşmakta olup, Türkçe’ye kelime kelime çevrildiğinde “sayısal görüntü yayın” anlamına gelmektedir.

DVB olarak tümünün ortak bir yanı bulunmaktadır; her biri, tamamen sayısal olarak verileri (dataları) iletmektedir. Uzun zaman önce televizyon izlerken başınıza gelen karıncalanmalar, havanın kapalı ya da yağışlı olduğu zamanlarda yaşanan parazitlenmeler, bu yayınların sayısal olarak alıcılara gönderilmemesinden dolayı ortaya çıkmaktaydı. Analog yayın olarak yapılmaktaydı. Bu durum, sinyallerin hava koşullarından etkilenmesine yol açmaktaydı. DVB ile bu durum tamamen engellenerek daha kaliteli bir video aktarımı sağlandı.

DVB-S, evinizde televizyonların dâhili ya da harici olarak video alarak sizlere görüntü vermesini sağlayan cihazlar üzerinde görmüş olduğunuz bir kelimedir. DVB kelimesinin, sayısal görüntü aktarımı olduğunu biliyoruz. Peki, DVB sonrasında bulunan “S” nedir? Burada kullanılan “S” satellitte yani Türkçe olarak Uydu anlamına gelmektedir. DVB sonrasında eklenen harflerin videonun hangi kaynak üzerinden size aktarıldığını göstermektedir. O halde DVB-S, uydu üzerinde sayısal video sinyallerin alındığını belirtir. Uydu üzerinde, hava yolu ile alıcınıza ulaştığı anlamına da gelmektedir diyebiliriz.

DVB–S2, hemen paragraf başında bahsetmiş olduğumuz DVB-S‘in geliştirilerek %30 daha fazla verim sağlanmış, 1.2 değerleri verebilen Full HD yayınlara daha uyumlu hale getirilmiştir. Uydu yayıncılığı iletişim için kullanılmaya başlanan yeni bir teknolojik gelişme temeline dayalıdır. Henüz diğer sistemlere göre maliyet anlamında yüksek harcamalar içermesine rağmen zamanla bu maliyet düşmektedir. Ayrıca sistemin getirmiş olduğu güvenililirlik,hızlılık ve daha uzak noktalara ulaşabilme gibi avantajlara sahiptir. Farklı amaçlar için kullanılan uydular, yörüngelerine göre 3 grupta toplanırlar.



1. Sabit yörüngeli uydular: Yeryüzünden yaklaşık 35.768 km yukarıda ve ekvatora dik biçimde dünya dönüş hızına paralel şekilde hareket etmekte ve atıldığı açıda sabit kalmaktadır. Dünyanın çevresine 120’şer derecede atılmış olan 3 uydu birbirleriyle bağlantılı şekilde (intersatlink) iki kutup hariç tüm yeryüzüne yayın yapmaktadır. Bu uydular televizyon yayınları ve telefon iletişiminde kullanılmaktadır. İki yönlü iletişimde bir saniye seviyesinde bir gecikmeyle iletişim gerçekleşir.

2. Orta yörüngeli uydular: Yeryüzünden yaklaşık 2.000 ile 10.000 km yukarıda büyüklüklerine göre elips yörüngeler çizerek dolaşan bu uydular ,sabit yörüngeli uydulara göre daha dar alana yayın yapabilmektedirler. Yeryüzüne yakınlıkları sayesinde bu uyduların yaydığı sinyallerde çok fazla gecikme olmaz ve data iletişimi, standart mobil ve GSM şebekelerinin iletişiminde kullanılırlar. Daha geniş banda sahip olan uydular ise ses,görüntü ve diğer bilgileri taşımak için kullanılırlar.

3. Alçak yörüngeli uydular: Yeryüzünden 650 ile 2.500 km yukarıda olan,parabolik yörünge çizerek dolaşan bu uydular çok düşük yayın gücüne sahiptir. Yeryüzüne çok yakın olduklarından yayın alanlarının çok dar olması bir sorun olmuştur. Fakat yörüngeye 48 uydu yerleştirilerek bu sorun giderilmiştir. Yeryüzüne çok yakın olmasından ötürü sinyal gecikmeleri çok önemsiz seviyede olup özellikle sayısal veri iletiminde ve GSM şebekelerinin iletişiminde kullanılırlar.

Uydu iletiminin kanal özellikleri şunlardır:
Bağıl olarak daha düşük işaret/gürültü oranı
Mevcut geniş frekans bandı.
Uydulardaki kuvvetlendirici tüpleri, maksimum güç verimliliği için oldukça non lineer bir modda çalıştırılırlar.
Seçilen uydu modülasyon sistemi, 2 bit/simge’lik bir QPSK (Dik Faz Kaydırmalı Anahtarlama) modülasyonudur.

Uydu iletimi için bazı karakteristikler aşağıda verilmiştir:
Spektral biçimlendirme için şifreleme uygulaması
Dış FEC: Reed-Solomon ileri Yönde Hata Düzeltmesi, RS(204, 188, T=8)
Konvolüsyonel serpiştirme (Forney)
İç FEC: konvolüsyonel kod
%35 yarım Nyquist filtreleme
Esnek simge hızı

DVB-S standardı, belirli bir uydu transponderinin karakteristikleri için uygun bir iletim parametreleri kümesi seçimini kolaylaştıran bir çok kodlama parametrelerine sahiptir. DVB-S alıcısının işleyebilmesi gereken alış parametreleri şunlardır:

Taşıyıcı frekansı (GHz)
Polarizasyon (yatay, düşey)
Konvolüsyonel hata düzeltme kodu (1/2, 2/3, 3/4, 5/6 veya 7/8)
Simge hızı (Mbaud)

Değişken simge hızı, yayıncının, modemi, transponder tarafından belirlenen band genişliğine tam olarak ayarlamasını sağlar. Seçilen simge hızı, genellikle, 1.28 ile bölünmüş transponderin –3 dB band genişliğidir. Beş değişik ileri yönde hata düzeltme (FEC) kodu, MPEG-2 iletim veri dizisine eklenen fazlalık bilgilerinin miktarını değiştirmeye yarar. Modem, böylece, farklı işaret/gürültü oranlarına uyarlanabilmektedir.

Örneğin, önemli bir futbol maçı sırasında, bir çok izleyicinin, kendi bölgelerindeki aşırı yağışın neden olduğu alış sorunları hakkında şikayet etmeye başlamaları olasılığı varsa, genellikle 5/6 kod kullanan yayıncının, daha güçlü olan 2/3 koda dönmesi mümkün olabilmektedir. Örneğin, ¾; her dört bitten üçünün MPEG verileri taşıdığını ve kalan bitlerin %25’inin ise, hata düzeltme amacıyla yerleştirildiğini göstermektedir.

Mevcut farklı hata düzeltme kodları, modem iletimini, alış bölgelerindeki hidrometeorolojik koşullara uydurmayı sağlamaktadır. Böylece, hata düzeltme kodu yardımı ile, yayıncı, aşırı yağış nedeniyle yıllık ortalama kaç dakikalık görüntü kaybının, alış bölgesindeki ortalama izleyici için kabul edilebilir olduğunu belirleyebilmektedir. DVB-S sistemi, transponder başına tek taşıyıcılı zaman bölmeli çoğullama (TDM) için optimize edilmiş olmasına rağmen; çok taşıyıcılı frekans bölmeli çoğullama (FDM) türü uygulamalar için de kullanılabilmektedir.

Ayrıca, 8 MHz’lik bir kanalın taşıyıcı başına tek kanal (SCPC) teknolojisinde kullanıldığı uydu haber toplama (SNG) için uygulamalar da olacaktır. SCPC, herhangi bir taşıyıcıda yalnızca bir tek program (bir video ve buna ilişkin audio dizileri) iletilmesi demektir. Bu, bir çok DVB-S uplink istasyonunun, farklı taşıyıcı frekansları (FDM) kullanarak, bir tek transponderi paylaşmasını sağlamaktadır. Bunun tersi ise, normal yayıncılar için kullanılan MCPC’dir (taşıyıcı başına çok kanal). Bu yöntemlerin tümü, DVB-S standardına uyumludur veya en azından uyumlu bir biçimde işletilebilmektedir. 

FEC: Forward Error Correction (İleri Yön Hata Düzeltme):

Digital transmisyonda , iletim esnasında oluşacak hataların alış ucunda düzeltilmesi amacıyla stream'e eklenen kontrol bitlerinin oranını gösterir.

1/2 : Gönderilen her iki bitten biri orjinal bit , diğeri ise kontrol biti demektir.
7/8 : Gönderilen her sekiz bitten yedisi orjinal , diğeri ise kontrol biti demektir.

Buradan da anlaşılacağı üzere düşük FEC değeri daha kaliteli yayın manasına gelir.Ama band genişliğini arttırır.Yüksek FEC değeri ise band genişliğini daraltır.Fakat kaliteden ödün verir.Bazı durumlarda anten çapının büyümesine dahi yol açar.( Uzak Footprint'li uydularda )

Symbol Rate ( Baud Rate ) Sembol Oranı:
Bit Rate'in , bir sembolü göndermek için kullanılan bit sayısına bölünmesidir.Stream , sadece video ve audio bitlerini içermez.Teletext , Service Identification Table ( SIT ) , Network Identification Table ( NIT ) vb. bilgilerin bitlerinide içerir.Bu çok sayıda bit demektir.Oysa kullanılan modülasyon tekniği ve transponderda fazla yer kaplamama kaygısı bit sayısını sınırlamaktadır.Örneğin 100kbps bir stream QPSK ile modüle edilirse Symbol Rate Stream Hızının yarısı olan 50kbps olur.

Çünkü QPSK'da her iki bit bir faz çevriminde modüle edilir.Basit anlatımla Symbol Rate , iletimde kullanılan modülasyonun kalitesini belli eder.Symbol Rate yüksek olursa modüle sinyalin kapladığı alanda geniş olacaktır.Bu da transponderda daha fazla yer kaplamak , dolayısıyla daha yüksek transponder kirası ödemek demektir.Ama Symbol Rate'in düşük olmasıda yayında freezlenmeler ve mozaiklenmelere neden olacağından yayının görsel kalitesini düşürür.

Bunu şuna benzetebilirsiniz.Terminatör'deki patlama sahnelerini düşünün.VCD versiyonunda bu yüksek hız gerektiren sahnelerde mozaiklenmeler oluşurken DVD versiyonunda bu olumsuzluk yaşanmaz.Ama DVD VCD'den pahalıdır :) bır kaca seyde ben eklyeyım FEC konusunda..fec degerlerı ornegın 2/3 den 3/4 e gecerken gereken anten capı yaklasık 2/3 oranında artar..bu ozellıkle astra gıbı bır uyduyu turkıye de alıyorsanız yada hıspasatın dusuk sınyallı paketlerını almaya calısıyorsanız karsınıza cıkar.. aynı sekılde 5/6 feclı bır yayında 2/3 kat daha buyuk bır canak 7/8 feclı bır kanalda bunun 2/3 katı buyuk anten ıster..

örnegin:
FEC: 1/2 olan bir kanalı 60cm ile alıyorsak
FEC: 2/3 olan kanal için 100cm gerekir
FEC: 3/4 olan için 160cm civari bir anten gerekir..

tabi bu durum daha oncede belirtildigi gibi zayıf sinyallerden belirginleşir.

Uydu Sistemi

Fırlatma Evresi yaklaşık 25 dakika süren bu evre, en kısa fakat tüm evreler içinde en önemli olanıdır ve Fransız Arianespace firması tarafından gerçeklestirilmistir. Ateslemeler Fransız Guyanası’ndan, KOUROU dakı fırlatma rampasından...

Telefon İP Santrali

Telefon santrallari aynı ağ üzerindeki telefonların birbirleriyle sabit telefon şebekesine çıkmadan haberleşmelerini sağlar. Yani santral sayesinde yerel bir telefon ağı kurularak telefonlar arasında ücretsiz görüşme yapılabilirken sabit telefon şebekesi üzerinden...

Hücresel Telefonda Bant Genişliği

Mobil Radyo Telefon (Mobile Radio Telephone)'lar telefon ağına bağlı ilk ticari ve kablosuz telefonlardır. Hücresel telefon teknolojisinin ilerlemesiyle birlikte sonradan 0G ( Zero Generation - Sıfırıncı Nesil) olarak anılmaya başlanmıştır.

    Yusuf Gökçe

    'Yusuf GÖKÇE Blog' Teknoloji'nin her dalından hayatımızı kolaylaştıran buluşların kısa ve öz teknik bilgileri bu portalda olacak...

    Bizden Makaleler

    © 2025 Yusuf Gökçe. Elektrik, Elektronik, Bilgisayar, Otomasyon, Telekominikasyon...

    Arama