DAB (Digital Audio Broadcasting)

Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

Dijital ses yayını anlamına gelir. Vericilerden oluşan bir ağ kullanarak dijital radyo yayını yapmanın bir yoludur. Dinleyiciye daha fazla seçenek sunar, tıslama ve hışırtıyı azaltır ve aynı zamanda kayarak geçen bilgi metni sunar (RDS – Radio Data System). Türkiye’de DAB (ve ya T-DAB), RTÜK (Radyo Televizyon Üst Kurulu) tanımlaması ile ‘Sayısal Radyo Yayıncılığı’ olarak da bilinir.

Daha fazla seçenek
DAB’nin işleyiş şekli sayesinde, yayıncılar eskisinden çok daha fazla radyo istasyonu yayınlayabiliyorlar. Dijital bir radyo ile İngiltere’deki büyük şehirlerin çoğunda 30-50 arası radyo istasyonu dinlenebiliyor. Bu analog yayın yapan radyoların en az 2 katı kadar istasyon demektir. Dijital radyo, spektrumu daha etkili bir şekilde kullandığından, aynı frekansta daha fazla kanalın yayın yapması mümkün olmaktadır. Bu da yayıncıların daha fazla istasyon yayınlamasına imkan verir.

Daha az parazit
DAB yayın, analog yayında alışkın olduğumuz tıs, hışırtı ve sesin gidip gelmesini gibi problemleri elimine eder. Dijital bir yayında bir istasyonu ya alırsınız ya da alamazsınız.

Kullanım kolaylığı
Sadece bir tuşa dokunuşla dijital bir radyo istasyonuna bağlanabilirsiniz. Bir kanalı daha iyi alabilmek için ince ayar yapmaya gerek yoktur. Bir DAB radyosunda, dinleyici bütün yayın yapan kanalları, kaydırılabilen alfabetik bir liste olarak görüntüleyebilir ve ‘select’ (seç) düğmesine basarak hemen dinlemeye başlayabilir.


20.yy'ın son çeyreğinde haberleşme, iletişim ve yayıncılık alanında kullanılan tekniklerde hızlı ve önemli gelişmeler yaşanmıştır. Özellikle sayısal iletişim tekniği kullanılarak yapılan radyo ve televizyon yayıncılık hizmetlerinde, analog yayın sistemlerine göre ses ve resim kalitesinin üstünlüğü yanında çeşitli bilgilerin de eş zamanlı olarak ve daha ekonomik koşullarla program iletme olasılığı, ülkeleri bu konudaki araştırmalarını derinleştirmeye sevk etmiştir. Başta ABD,Almanya ve İngiltere olmak üzere bir çok ülkede yapılan fizibilite çalışmaları ve saha denemeleri sonuçları 21.yy'ın yeni yayın sisteminin sayısal yayın sistemleri olacağını göstermiştir.

Sayısal televizyon, yayıncılıkta yeni bir metoddur. Sayısal teknoloji kullanılarak gerçekleştirilen bu yeni yayın metodu başta karasal ( terrestrial ) yayıncılık olmak üzere uydu(satellite) , Kablolu TV, LMDS, MMDS ve MVDS yayıncılığında kullanılmaktadır.
Önceleri bir iki ülkenin bir araya gelerek yürüttükleri bu çalışmalar bilahare ITU'nun gündemine alınmış ve nihayet ilk milletlerarası toplantı 1995 yılında Almanya'da (Wiesbaden) ve ikincisi İngiltere'de (Chester-97) yapılmıştır. Bu toplantılarda ülkelere sayısal radyo ve televizyon yayınları için ayrılan frekans ve kanallar belirlenmiştir.

Sayısal yayınlarla ilgili gelişmeler Üst Kurul tarafından seminer ve fuarlara katılmak, internet üzerinden konu ile ilgili dökümanlar tetkik edilmek suretiyle yakından takip edilmiştir.
 
Yayın sistemlerinde Avrupa ile entegrasyonun gerekliliği yanında bu yeni teknolojinin yayın kalitesi ve yayıncılığa getirdiği ekonomik çözümleri dikkate alan
Üst Kurul'umuz yakın gelecekte Ülkemizde de uygulamasına geçilebilecek olan sayısal yayınlar için Türkiye Radyo ve Televizyon Sayısal Frekans Planlarının hazırlanmasına karar vermiştir.
 
Bu maksatla Bilkent Üniversitesi ile 28 Ağustos 1998 tarihinde yapılan bir protokolla çalışmalar başlatılmıştır.
Belirtilençalışmalara paralel olarak,ilgili Başbakanlık Genelgesi çerçevesinde konuya ilişkin kuruluşlarla yapılan toplantılar neticesinde, Sayısal Konsept çalışma sonuçları Haberleşme Yüksek Kuruluna intikal etmiştir.


Sayısal Frekans Planlama çalışmaları büyük ölçüde tamamlanmış olup, sayısal uydu, kablo ve karasal yayın için yönetmelik çalışmaları ilgili birimlerce yürütülmektedir.

SAYISAL RADYO YAYINCILIĞI (DAB)
Yüzyılımızın özellikle son çeyreğinde, sayısal teknolojide görülen gelişmeler yayıncılık sektöründe de yaşanmıştır. Stüdyoda üretilen sayısal görüntü ve ses sinyallerinin, tamamen sayısal olarak ileri modülasyon (COFDM) ve bit-hızı azaltma (MPEG) teknikleri kullanılarak alıcılara kadar ulaşması sağlanmıştır.
Özellikle dünyada sayısal radyo yayıncılığında, son 10 yıldır çok hızlı gelişmeler olmuştur. 1987'de Eureka-147 adıyla kurulan Sayısal Radyo oluşumu bir Avrupa projesidir. Bu sistem, başlangıçta 18 kurucu üye ile birlikte katılan şirketler ve araştırma kuruluşlarınca geliştirilmiştir. Bu projeye 125 milyon DM'den fazla para harcanmıştır. Sadece 1987-1991 yılları arasında Alman Araştırma ve Teknoloji Bakanlığı, projeye 30 milyon DM aktarmış ve yaptığı katkılarla projenin liderliğini üstlenmiştir. 1993 yılında Eureka-147 kapılarını dünyaya açarak Avrupa dışından da katılımcılar kabul etmiştir. Bugün tüketici elektroniğindeki dünyanın en önde gelen şirketleri bu projenin üyeleri arasındadır.

1994 yılında Avrupa Yayın Birliği (EBU) Avrupa'da bir DAB (Sayısal Radyo Yayıncılığı) platformu kurulmasını önermiş ve Ağustos 1995'te EuroDAB Forum olarak kurulmuştur. Üye sayısının Avrupa'lı olmayan ülkelerden de artmasıyla bu oluşumun ismi Ocak 1997'de WorldDAB olarak değiştirilmiştir. Bu isim Eureka-147 DAB sisteminin bütün dünyaya yayıldığını ve kabul gördüğünü göstermektedir. Şu anda dünyada 100'den fazla üyesi olan bu oluşumun amacı ; Dünyada DAB'ın gelişmesini desteklemek ve danışmanlık yapmak,

• Marketlere sistemin tanıtımını sağlamak,
• Endüstri Kuruluşları, Şebeke İşleticileri, Politikacılar, Yayıncı Kuruluşlar ve Servis Sağlayıcılar arasındaki bilgi alış verişini sağlamaktır.

Ayrıca ülkeler kendi DAB platformlarını oluşturarak, 3-21 Temmuz 1995 tarihleri arasında Almanya-Wiesbaden'de Avrupa Posta ve Telekom İdaresi (CEPT) tarafından yapılan olağanüstü toplantıda, Avrupa'daki T-DAB (Karasal Sayısal Radyo Yayıncılığı) frekans bloklarının ülkelere payedilmesiyle, proje çalışmalarını uygulamaya koymuşlardır.

Karasal radyo yayınlarının Ülkemizde uygulanabileceği frekanslar Ulaştırma Bakanlığı Telsiz Genel Müdürlüğü'nce iştirak edilen Uluslararası toplantılarda belirlenmiştir. Buna göre Ülkemizde T-DAB yayınları için TV 12. kanalı ve L bandı kullanılacaktır.

T-DAB'ta Dünyadaki Ticari ve Sosyal Gelişim Yönü:
Yüzyılımızın özellikle son çeyreğinde, sayısal teknolojide görülen gelişmeler yayıncılık sektöründe de yaşanmıştır. Stüdyoda üretilen sayısal görüntü ve ses sinyallerinin, tamamen sayısal olarak ileri modülasyon(COFDM), bit-hızı azaltma(MPEG) ve Ses sıkıştırma Tekniği(MUSICAM) ile ses ve görüntü kalitesini daha da artırarak alıcılara kadar ulaşması sağlanmıştır.

Özellikle, Dünyada sayısal ses yayıncılığında son 10 yıldır hızlı gelişmeler olmuştur. 1987'de EUREKA-147 adıyla Avrupa'da Sayısal Radyo Projesi oluşturulmuştur. Bu proje, başlangıçta 18 kurucu üye ile birlikte katılan şirketler ve araştırma kuruluşlarınca geliştirilmiş ve 125 milyon DM'tan fazla para harcanmıştır. 1987-1991 yılları arasında, sadece Almanya Araştırma ve Teknoloji Bakanlığı bu proje için 30 milyon DM aktarmış ve yaptığı katkılarla projenin liderliğini üstlenmiştir. 1993 yılında, EUREKA-147 projesi kapılarını tüm dünyaya açarak, Avrupa dışından da katılımcıları kabul etmiştir. Bugün tüketici elektroniğinde dünyanın en önde gelen şirketleri bu projenin üyeleri arasındadır.
 
1994 Yılında Avrupa Yayın Birliği(EBU), Avrupa'da bir Sayısal Radyo Yayıncılığı (DAB) platformu kurulmasını önermiş ve 1995 yılı Ağustos ayında EuroDAB forum olarak kurulmuştur. Üye sayısı Avrupa'lı olmayan ülkelerin katılımı sonucu artmasıyla, bu oluşumun ismi 1997 yılı Ocak ayında WorldDAB olarak değişmiştir. Bu gelişme, EUREKA-147 DAB projesinin bütün dünyaya yayıldığını ve kabul gördüğünü göstermektedir. Şu anda 100'den fazla üyesi olan WorldDAB oluşumun amacı;

• Dünyada DAB'ın gelişmesini desteklemek ve danışmanlık yapmak,
• Bu pazarda sistemin tanıtımını sağlamak,
• Endüstri Kuruluşları, Şebeke İşleticileri, Yayın Politikası Üreticileri, Yayın Kuruluşları ve Servis Sağlayıcılar arasındaki bilgi alış verişini sağlamaktır.

Ülkeler ayrıca, Ulusal DAB platformlarını oluşturarak, 3-21 Temmuz 1995 tarihleri arasında Almanya-Wiesbaden'de Avrupa Posta ve Telekom İdaresi(CEPT) tarafından yapılan olağanüstü toplantıda, Avrupa'daki T-DAB (Karasal-Sayısal Radyo Yayıncılığı ) frekans bloklarının ülkelere pay edilmesiyle, proje çalışmalarını uygulamaya koymuşlardır.
 
T-DAB yayınlarının Ülkemizde uygulanacağı frekanslar, Wiesbaden-95 toplantısında RTÜK'ün belirlediği yön doğrultusunda TV 12. kanalı ve L- Band'ı içinde uygun bloklar tespit edilmiş olup, T-DAB yayınlarının yapılacağı frekans bandları Ülkemize yetecek ölçüde geniş tutulmuştur.

Örgütlenme Yapısı:
DAB yayıncılığında bir yayıncı bir frekans bloğundan, eldeki tercihlere göre 5-8 radyo Yayını ve veri yayıncılığı yapabilmekte olup; bir radyo yayıncısının kendine has bir frekans tahsis etmesi mümkün değildir. Bu nedenle, T-DAB yayıncılığında bugünkü örgüt yapısından farklı bir örgütlenme yapısı ortaya çıkmaktadır. Şekil 1'de gösterildiği gibi bu örgütlenme içinde:

1.Program sağlayıcı kuruluşları,
2.Multiplex işleticileri : Her multiplex üzerinden 5-8 servis verilir
3. Verici işletici kuruluşları,

Ayrı, ayrı unsurlar olarak yer almaktadır. Bu özelliği ile bu yayıncılar bir ölçüde uydudan yayın yapan TV buketleri yayınlarına benzer. Örneğin Show Time, BSkyB v.b. Bu unsurlar aşağıda kısaca açıklanmıştır.
Program sağlayıcılar: Multiplex işleticileri yeni servislerin bir kısmını program servis sağlayıcılardan satın alacaktır. Bu servisler, multiplex servislerinden ayrı olarak, ITC'ye bir ücret ödenerek lisanslandırılacaktır. Program servis sağlayıcılar, yayıncılık konusunda ITC tarafından belirlenen kurallara ve esaslara uyacaklardır.

Multiplex(Platform) İşleticileri: Sayısal servisler multiplex üzerinden taşınacaktır. Belirlenmiş parametrelere göre her bir multiplex'den 5 - 8 servis (program ve/veya veri hizmeti) sunulacaktır.
 
Verici İşleticileri: Multiplex işleticisinden gelecek sinyali, sahip olduğu vericileri ile havaya çıkararak alıcılara ulaşmasını sağlayacak işleticilerdir. DAB yayınları başladığında Program sağlayıcı kuruluşları, Multiplex işleticileri ve Verici işletici kuruluşları için ayrı, ayrı lisans verilmesi gerekecektir.

T-DAB YAYINCILIĞINDA ÜLKELERİN GENEL DURUMU:

BELÇİKA:
1 Ocak 1999 itibariyle, Flemenk Toplumunun kamu yayın şirketi, BRTN, 5 milyon nüfusu kapsayacak şekilde 14 DAB vericisini işletmeye başlamıştır. 1999 yılı sonunda Flemenk nüfusunun nerdeyse tamamını kapsayarak - 6 milyon insan - DAB'ı dinleme imkanı bulacağı umulmaktadır.. Fransızca konuşan nüfusun kamu yayıncısı, RTBF, Walloon Ulaştırma ve Teçhizat Bakanlığı ile bir ortaklık anlaşması yaparak, söz konusu bakanlıktan 160 milyon Belçika Frangı katkı aldı. Bu şebekenin ilk bölümü, 1999 yılının ikinci yarısında işletmeye açılacağı sanılmaktadır.

DANİMARKA:
Hükümet tarafından desteklenen Danish Radyo, DAB yayını için bir proje başlattı. Bu proje kapsamında, pazar araştırması yapmak üzere 500 adet BANG & OLIFSEN marka ev alıcılarını dinleyicilerine dağıttı. Alıcı, bir büyük grafik display'e ve gerek kontrol fonksiyonlarını çalıştıran gerekse bilgiye erişmekte kullanılabilen Newton Mesaj Pad'inin yer aldığı normal remote birimine sahiptir.

FİNLANDİYA:
Ulusal ve bölgesel şebekeler için DAB frekans blokları tahsis edildi. Kamu yayıncısı YLE, verici şebekesini inşa edecek ve özel yayıncılara kanalları ve kolaylıkları kiralıyacaktır. Ulusal ve bölgesel DAB lisansı için 32 müracaat yapılmış olup, bunlar değerlendirilmektedir.

FRANSA:
Paris'te, 3 emisyon noktasında bulunan L-Bandındaki 6 verici 10 milyon insanı kapsamaktadır. (Nüfusun % 17'si. ) CSA, Marsilya, Lyon, Nantes ve Toulouse şehirlerinede L- Bandında radyo ve vericilerin eklenmesiyle, 1999 yılı sonunda nüfusun %30'unun kapsanması hedeflenmektedir. DAB Lisansının geçerlilik süresi 5 yıldır.

ALMANYA:
Potansiyel pazar boyutlarına bakıldığında, Almanya, DAB'ın başarısında önemli bir ülkedir. İlk pilot çalışmalar 1995 yılında başladı ve şimdi pilot servisler 10 Federal eyalet(LANDER) içinde çalışmaktadır. Özel ve kamu her ikisini de içeren yayıncılar ( Büyük alanlar üzerindeki SFN'ler için BANDIII, küçük alanlarda L-Bandı ) değişen ses ve data servislerini sağlamaktadırlar ve pazar araştırma programlarını birleştirmektedirler. Şu anda, 110 DAB programı analog yayınlar ile eş zamanlı olarak iletilmektedir. ( Bunların 30'u özel DAB programlarıdır. Örneğin, SWR's DASDING özel bir gençlik programıdır. ) Ek olarak, 50'den fazla data servisi vardır. Yaklaşık olarak nüfusun %37'si ( 30 milyon insan ) 1997 sonlarına doğru kapsandığı açıklanmaktadır. Norddeutscher Rundfunk, 1998 yılı Şubat ayında DAB şebekesinin büyütülmeye başlayacağını ve 1999 yılı sonu itibariyle, servis alanının %90'a çıkarılacağını duyurdu.
Almanya hükümeti, analog tv yayınlarına 2010 yılında tamamen son vermeyi planladığını açıklamasına rağmen analog yayın yapan radyo yayınlarının durumu belli değildir. Ancak, 2003 yılında gerek ulusal ve uluslararası gelişmeler gerekse DAB alıcı satışları gözden geçirilerek bu konuda bir tarih belirleyeceğini açıkladı.

İTALYA:
İtalyan Parlementosu, DAB'ın tanıtılması amacıyla, yeni bir Telekomünikasyon/Yayıncılık kanununu onayladı.
Lisanslar, DAB'ın geliştirilmesini yaygınlaştırmak amacıyla 10 yıllık periyot süresince ücretsiz verilecektir. Kamu yayıncısı olan RAI, bir kaç yıldan beri test çalışmalarını sürdürmekte olup, nüfusun %60'ından fazlasına ulaşacak 172 vericiyi 1999 yılı itibarıyla sağlayacağını açıklamıştır. Başlıca özel yayıncılar, Club DAB Italia şekillendikten sonra, özel bir şebekenin inşa edilmesi için işbirliği doğdu ve araştırma ve geliştirme RAI ile ortak yapılıyor. Alto Adige bölgesi içinde, 7 verici ihtiva edecek şekilde yeni bir pilot proje RAI ve RAS bölgesel istasyonunun işbirliğiyle başlayacaktır.

HOLLANDA:
Hollanda DAB birleşimince, tek bir multiplex üzerinden,3 verici ile nüfusun %45'ne ulaşan kapsama sağlanmaktadır. Bu, 8 ses kanalının yanında, haberler, hava durumu, borsa vb. gibi data içerikli yayınları 24 saat yayınlamaktadır. Ekstradan sağlanan yeni bir fonla 4. Verici( Lelystad ) şebekeye eklenmek suretiyle ülkenin doğu bölümüne doğru DAB yayıncılığı genişlemektedir. Bu şebekeyle yaklaşık 1 milyon insan DAB yayınını dinleme imkanı bulacaktır.

NORVEÇ:
Başkent Oslo alanını kapsayan 3 verici ile toplam nüfusu 4.2 milyon olan Norveç'in %32'si kapsanmıştır. DAB grubu, ilk önce Oslo ve Tronheim arasındaki anayol üzerinde ve daha sonra Oslo sahil şeridinden Bergen'e kadar DAB planlaması yaparak, 1998 yılı sonunda nüfusun %60'ının kapsanacağı belirtilmektedir.
POLONYA:
Polonya kamu yayıncısı, Polskie Radio, Band II'den 4 program yayını ile Polonya'nın merkezine( nüfusun % 8'i. ) yayın yapmaktadır. Avrupa E22 otoyolu boyunca yapılan alan çalışmaları ile Band III'ten yapılan yayın sonucunda 6 milyon insan daha DAB yayınını dinleyebilecektir.

İSPANYA:
İspanya'da ilk sayısal DAB yayını 1998 yılı Nisan ayında Madrid, Barselona ve Valensiya'da başladı. 1998 yılı sonunda 5.8 milyon insanın DAB yayınını dinlemesi beklenmektedir.

İNGİLTERE:
T-DAB gelişimini sağlamak amacıyla hükümet 1996 yılında yayıncılık kanunu çıkarmıştır. BBC, 1995 yılı Eylül ayında Londra'da 5 verici ile DAB yayınına başladı. Şu anda 27 verici işletmeye açılmış olup, nüfusun %60'ını kapsamaktadır. ( 27 verici için 10.7 milyon £ harcanmıştır. )İngiltere hükümeti, 217.5-230 MHz. Spectrum aralığında BBC, Independent National ve Local Radio'un kullanacağı 7 multiplex tahsis etti. Şu anda özel radyo test yayınları bulunmaktadır. Bunlar, Kiss 100 FM, Melody FM, Sunrise Radio, Talk Radio, 963 Liberty ve Virgin 105.8 FM'dir ve NTL'nin Londra şehrindeki Croydon iletim sitesi 11D frekans bloğundan DAB yayını yapmaktadırlar. DAB lisansı geçerlilik süresi 12 yıl olacağını açıkladılar.
BBC, DAB'ın gelişmesinin CD'nin büyümesine benzeyeceğini ve DAB yayına başladıktan 10 yıl sonra nüfusun % 40'ının DAB alıcısına sahip olacağına inanmaktadır.

T-DAB Hakkında Özetlenmiş Teknik Bilgiler:
 
MUSICAM AUDIO KODLAMA
Eureka 147 sisteminde kullanılan digital audio kodlama sistemi MUSICAM diye bilinir. Musicam insan kulağının algılama sınırlarını dikkate alarak geliştirilmiş, veri azaltma algoritmaları kullanan çok etkili bir kodlama sistemidir. Bu sistemde bir audio sinyali taşımak için gerekli olan veri miktarı 6:1 ile 12:1 oranında azaltılmaktadır. Bu sıkıştırmayla birlikte ses hala CD kalitesindedir. 48 kHz'de örneklenmiş (herbir kanal için) 16-bit digital stereo sinyali için gerekli olan yaklaşık 1.5 Mb/s'lik bit hızına kıyasla, musicam veriyi 64 kb/s ile 384 kb/s arasındaki mümkün kodlama opsiyonlarında sıkıştırma yeteneğine sahiptir.
 
Son ISO/MPEG audio kodlama standartı MUSICAM ve ASPEC özelliklerini birleştirmiştir. Bu standart 32, 44.1 ve 48 kHz örnekleme hızını, mono yayında bit hızının 32 - 192 kb/s ve stereo yayında bit hızının 128 - 384 kb/s arasında olmasını destekler. Aynı zamanda standart, aşağıdaki modlarda yayın imkanı sunar.

" Tek kanal,
" Stereo,
" Dual kanal,
" Joint stereo.

DAB MULTIPLEX YAPISI
Audio ve data servisleri iletim için tek bir data stream'de birleştirilmelidir. Bu birleştirme işlemine "multiplexing" denir.
Multiplex'in şekli ve içeriği yayıncının veya multiplex işleticisinin direkt kontrolundadır. Bu içerik gerektiğinde değiştirilebilir. Değişiklik günden güne de olabildiği gibi günün belli zamanlarında da olabilir. Yayıncılar ve/veya multiplex işleticileri, multiplex içerisinde taşınan bireysel servislerin sayısına karşı, ses kalitesi ile audio kodlama oranlarını her zaman dengede tutmalıdırlar.

DAB multiplex yapısı 3 ayrı elemandan oluşur;

" SC (Synchronisation Channel) : DAB alıcısının senkronlanabilmesi (doğru sinyalleri alabilmesi) için referans frekans ve zamanlama bilgisi taşır.
" FIC (Fast Information Channel) : MCI (Multiplex Configuration Information) ve SI (Service Information) bilgilerini taşır. Bunlar multiplex içindeki servis   data'larının kompozisyonunu içerir.
" MSC ( Main Service Channel) : Multiplex içindeki farklı servislerle ilgili audio ve data paketlerini içerir. Multiplex'in bukısmı esas itibariyle DAB   sinyalinin taşındığı yerdir.

İletimde bit hatalarına karşı daha güçlü bir koruma sağlamak için dataya (Convolutional forward-error-correction, channel coding ve bit-interleaving) uygulanır. Bu özellikle enterferanssız mobil alışlar için önemlidir. İzin verilen kodlama oranları bir multiplex'de taşınan servis sayısını etkiler. DAB sinyalinin farklı kısımlarına hata kodlamanın farklı tip ve seviyeleri uygulanır. Bu da eşit olmayan hata kodlama UEP (Unequal Error Protection) olarak bilinir. UEP, servislerin sağlam ve güvenilir şekilde alınabilmesi için multiplex'in bazı kısımlarına uygulanır. FIC, MCI ve SI bilgilerini taşır ve hatalara karşı yüksek oranda ilave olarak kodlamayla korunur.

İngiltere'de, T-DAB vericilerinden yayın yapmak üzere iletim modu olarak mod 1 kullanılmaktadır. DAB sinyali 1 kHz boşluklarla yerleştirilmiş 1536 taşıyıcıdan oluşmakta ve herbir taşıyıcı da DQFSK modülasyon metodu ile modüle edilmektedir. Bu modülasyonda sembol başına 2 bit taşınır. Burada bir DAB sinyalinin brüt data kapasitesi 3.072 Mb/s'dir. Bu alanın 2.304 Mb/s'lik kısmı MSC tarafından kullanılır. Multiplex içerisinde taşınan servislerin işgal edeceği alan convolutional kodlama sağlandıktan sonra, kanal kodlamaya bağlı olarak 0.6Mb/s ile 1.7 Mb/s arasında değişir. İngiltere'de 1/2 kodlama oranı kullanılmakta olup, multiplex içerisinde taşınan servislerin işgal ettiği alan yaklaşık 1.2 Mb/s'dir.

İngiltere'de BBC T-DAB'da kendisinin kullandığı multiplex' i aşağıda gösterildiği gibi düzenlemiştir.
 
Bir gün içerisinde değişen BBC multiplex yapısı MPEG( Moving Pictures Expert Group)
MPEG, 1988 yılında sayısal video ve ses sıkıştırma standartlarını geliştirmek için ISO(International Standarts Organisation) ve IEC(International Electrotechnical Commission) kuruluşlarınca oluşturuldu. Günümüzde ITU(International Telecommunications Union)'un Radyokomünikasyon ve Telekomünikasyon dallarındaki resmi irtibat gruplarınca geliştirilmektedir ve EBU(European Broadcasting Union), FCC ve Hareketli Resim ve Televizyon Mühendisleri toplumu ile yakın işbirliği içerisindedir.

MPEG, çıkışı ikili bilgi biçiminde düzenlenen ve sayısal sıkıştırmayı sağlayacak standartları araştırır.
İlk MPEG standartları, 3 temel bölümden oluşmaktaydı:

1. Video ile bağlantılı,
2. Ses ile bağlantılı,
3. Sistem standartları.

Yukarıda bahsi geçen ilk iki kısım, video ve sesin ikili sayılar içinde bir ikili bit akışıyla birlikte çoklanması veya birleştirilmesi biçimlerini açıklamaktadır. MPEG standartları, ulaşım akışı içinde Uydu, Kablo veya karasal düzeneklere iletilebilecek, çoklanabilir veya birleştirilebilir program akışlarında uygulanır.

MPEG-1 ilk olarak, video ve ses servislerinde sayısal kayıt uygulamaları için geliştirildi. O, 1.5 Mbit/s.'lik bit oranında optimal olarak kullanıldı.
MPEG-2, MPEG-1 için arzulandan daha yüksek kalitede resimler elde etmek için tasarımlandı ve daha yüksek bit oranlarında çalışabilmektedir. Geleneksel televizyon resim kalitesi, 4 - 10 Mbit/s. aralığındaki bit oranlarında çalışmaktadır. HDTV(High Definition Television) için, MPEG-2, 20 Mbit/s.'lik bir bit aralığında çalışabilecek şekilde tanımlanmıştır.
 
DAB ALICI VE VERİCİLERİ
Yukarıdaki tabloda gösterildiği gibi olup, mevcut alıcılar hem analog(FM) hemde sayısal yayınları alabilmektedir.
Alıcıların kullanılabilir hassasiyetleri aşağıda açıklanmıştır :
 
S-DAB ( Uydudan Sayısal Radyo Yayıncılığı ):
Arazi parçası çok büyük olan veya nüfusu seyrek olan ülkelerde karasal yayıncılık ekonomik bulunmayabilir. Bu durumda, çok büyük arazi kapsamasında uydu yayıncılığı önem kazanır. Ayrıca, karasal vericiye erişmenin mümkün olmadığı veya hayata geçirilemediği zaman uydu yoluyla uluslararası servisleri sağlamak, özellikle çok uygundur. Uydu ses yayıncılığını başarıyla yapmak için sistemin her kullanım parçasının tamamen teknolojik gelişimininden emin olmak gerekir. Yoksa, sistem kıyıda köşede kalır ve muhtemel başarısı daha da azalır.
 
Uydu yoluyla radyo programlarını gönderme metodları uzun yıllardan beri tartışılmaktadır. Son zamanlarda, AM ve FM iletimleri ve kullanılan kısa dalga frekansları incelendi. Fakat, bunlar pratik bulunmadı.

Şimdi, L-Bandı frekanslarının teknik bazda en elverişli ve sayısal tekniklere amaç olarak en uygunu olduğu genel bir görüş olarak kabul edilmektedir.
Uydu ses yayıncılığı link bütçesinde yalnızca çok az bir pay tutmasına rağmen, pratiksel sistemlere faydalı bir servisi sağlayarak işletilebilmesi olasılıklıdır.

WARC-77 konferansında, Avrupa için geliştirilen DBS(direct broadcasting satellate) planı, yüksek kaliteli ses transmisyonları içermektedir. Bazı çok kanallı ses yayınları, mevcut transponderler kullanılarak yapılmaktadır. Fakat, buradaki ana hedef, mobil alıcılar ( arabalar gibi) ve portable alıcılar tarafından alınabilecek, uydudan radyo yayınlarıdır.

Alcatel, CINES(Fransız Uzay Ajansı) ile yaptığı bir çalışma sonucunda, DBS-R'ın GEOSTATIONARY uydudan yapılmasının ekonomik olmadığı kararına varmıştır. Bu sebeple, ESA'nın ARCHIMEDES uydu programı çerçevesinde daha eliptik ve daha eğimli yörüngeye sahip bir uydunun 1998 yılı içinde fırlatılması planlanmıştır.
Wiesbaden-95 toplantısında, L-Band'ının 9 frekans bloğunu oluşturan 1452-1467.5 MHz frekans bandı T-DAB yayınları için ve 1467.5-1492 MHz. arasındaki 24.5 MHz. ise S-DAB(Uydudan Sayısal Radyo Yayıncılığı) için ayrılmıştır. 1998 yılı sonlarına kadar yapılan S-DAB denemelerinden istenilen sonucun alınamaması üzerine S-DAB projesinin ertelenmesine karar verilmiştir. Bu band için ayrılan 24 MHz.'den T-DAB'a 7 frekans bloğu daha verilmesine karar verilmiş ve ERO(Avrupa Radyokomünikasyon Bürosu) bununla ilgili talebi ülkemizden sormaktadır. İlave edilecek 7 frekans bloğu ile birlikte L-Band'ından yayın yapabilecek T-DAB frekans bloğu sayısı 16'ya çıkacaktır.

ROBERTS’ı çevre dostu yapan nedir?
Çevreye zarar vermemek ve müşterilerimize tasarruf sağlamak amacı ile ürünlerimizin enerji verimini arttırmak için sürekli çalışmaktayız. Ekolojik ürün yelpazemiz, birinci sınıf kalitede azaltılmış enerji kullanımı sağlar ve piyasadaki diğer DAB radyolarına kıyasla 6 kat daha fazla enerji tasarrufu yapar. Genellikle, ekolojik radyolarımız, 10 enerji tasarruflu ampulden daha az enerji harcar. Roberts’ın buluşu olan ‘solarDAB’ dünyanın en tasarruflu dijital radyosudur.

Eco logosu ne demek?
Bütün ROBERTS ekolojik ürünlerimizin kutusu üzerinde bu logoyu görebilirisiniz. Bu logo ekolojik performansın minimum standardına uygun olduğu anlamına gelir. Bunu aşağıdaki teknolojileri kullanarak yapar:

• Açma/kapama modu güç kaynağı – bu teknoloji işlerken harcanan enerjiyi azaltır ve standby özelliği ile çalışmıyorken de enerji tasarrufu sağlar
• Uzatılmış pil ömrü – Bazı modellerin bir set pille 150 saate kadar durmadan çalışabilir
• Güneş enerjisi – radyonuz bedava güneş enerjisi kullanarak da çalışabiliyor
• İçine yerleştirilmiş pil şarjı – pek çok modelde şarj edilebilir pilleri şarj etme mekanizması radyonun içinde yer almaktadır.

Yıllar boyunca dijital teknoloji müzik sektörünün her türünde var oldu. Ama kullanılan radyo teknolojisi hep analog, yani eski tip kaldı, pek dijital olamadı. Son zamanlarda ise ‘recordable media’ denen ve üstüne kayıt yapılabilinen dijital CD ve şimdi de dijital DVD son derece popüler hale geldi.

Radyoda ise dijital teknoloji en azından beş yıldır mevcut. Adı DAB, yani ‘digital audio broadcasting’. Teknoloji hazır ama ortada bir sorun var. Acaba dijital radyo bir ‘mass medium’ yani yaygın kullanım teknolojisi olabilecek mi? DAB neden her evde hazır değil? Aşağıda The Independent Gazetesi’nde yayınlanmış bir incelemenin özeti var. İlginç olduğunu düşünüyoruz.

Radyonun analog kalmasının çeşitli nedenleri var. Birincisi, elinizde yeni teknolojiye göre yapılmış dijital bir radyo aygıtı gerekli. Birçok tip dijital radyo aygıtının çalınabilmesi için de ek olarak bir bilgisayara ihtiyaç var. İkincisi, bugüne kadar DAB aygıtlarında kullanılan çip üniteleri çok pahalı idi ve korkunç boyutta elektrik kullanıyorlardı. Bu yukarda sayılan iki dezavantaja rağmen DAB teknolojisinin bir de avantaj sağladığı gerçeği var.

Dijital radyo sistemi DAB kabaca saniyede 200 kilobit data aktarabiliyor, yani ev bilgisayarlarında kullanılan modemlerin tam dört misli kadar hızlı.Konuyu bilenler ses kalitesinin dijital radyo teknolojisinin geleceğini belirlemek açısından pek önemli olmadığını söylüyorlar. Eksperler esas konunun maliyet ol-duğunu vurguluyorlar. İngiliz istatistiklerine göre İngiltere’de şu anda 52 bin DAB aygıtı kullanır halde, halbuki 75-100 milyon arasında analog teknoloji ile çalışan radyo bulunuyor.

Yani DAB henüz yaygın değil. Alışkanlıkların değişebilmesi, yeni aygıt satılabilmesi için aygıtların ucuzlaması gerek. DAB çiplerinin pahalılığı da dijital radyo fiyatlarını esas yüksek tutan faktör. Çiplerin ucuzlamaya başlamış olması fiyatları aşağıya çekmeye başlayacaktır ancak bir sorun da dijital radyo çiplerinin fiziki boyutunun büyüklüğü. Ancak bu yıl bir cep telefonu büyüklüğünde dijital radyo yapmaya izin verecek boyutta çipler üretilmeye başlamış, çip giderek de küçülüyormuş. Bu da otomobillere ve cep telefonlarına monte edilmeleri sonucunu getirecek gibi gözüküyor. Mesela Ford, ürettiği otomobillere dijital radyo takmayı planlıyor.

Fakat eksperlerin esas heyecanlı oldukları konu dijital radyonun data aktarma ve depolama konusundaki üstünlüğü. DAB teknolojisi çok da-ha fazla istasyon taşıyabiliyor. Dijital teknolojide 240 KB data yeri mevcut. Bu özellik radyonun başka bir açıdan bir saat kadar bir radyo yayınını kayıt edip saklayabilmek özelliğine kavuşmasına yol açıyor. Sonuçta teknoloji gelişir, küçülür ve ucuzlarken, radyonun da dijital devrime zaman içinde boyun eğeceğini söylemek mümkün.

Gelelim DAB’ ın ülkemizdeki teknik gelişim sürecine… 1995 yılında yapılan Wiesbaden toplantısında,1452-1467.5 MHz frekans bandı T-DAB (Karasal Dijital Radyo Yayınları) için ve 1467.5-1492 MHz. ise S-DAB (Uydudan Dijital Radyo Yayıncılığı) için ayrılmıştı. Ayrıca, TV VHF 12. kanalının da karasal dijital radyo yayıncılığı için ayrıldığı Telekomünikasyon Kurumu tarafından duyurulmuştu. Frekanslar ve yayın standartları konusundaki belirsizlik ise sürmekte ve RTÜK bu konuda henüz bir düzenleme yapmamıştır. Öte yandan dijital radyo yayıncılığı genellikle doğrudan yayın uydularından (DBS) yapılmakta. Ancak bu yayınlar mobil cihazlarca alınamamakta. Bu sorun, L-band uydularından yapılan dijital radyo yayınlarında çözülmüştür. Ekim 1998’de fırlatılan ve 21 derece Doğu pozisyonunda yörüngeye yerleştirilmiş bulunan Afristar uydusu ile L-bandı üzerinden dijital radyo yayıncılığı mobil radyo alıcı cihazları için de olanaklı hale geldi. Capital Radio, WorldSpace grubu kapsamında Afristar üzerinden 1471 MHz frekansında dijital radyo yayını yaparak 1 milyarın üzerinde kişinin yaşadığı bir kapsama alanına ulaşabilmektedir.

1960’larda radyo, evlerimizden dışarı çıkarken yayın içeriğini nasıl değiştirdiyse, dijital radyo da, radyo yayın içeriğinde önemli değişikliklere yol açacağa benziyor. 1960’lı yılların moda bir tüketici elektroniği deyimi olan Hi-Fi (high fidelity=yüksek sadakat) artık aşılmış durumda, onun yerine “CD-quality” deyimi meraklılarca tercih ediliyor. 16 bitlik derinlik ve 44 KHz.lik örnekleme frekansına sahip bir ses kalitesi demek olan CD-kalitesi, dijital radyo yayıncılığında yaklaşık CD-kalitesi olarak gerçekleşiyor. Bu kalite, daha önceki radyo teknolojilerindeki ses kalitesinden bir hayli yüksek seviyelere denk düşüyor.

Tıpkı nasıl FM radyo yayıncılığı, AM radyo yayıncılığı karşısında ses kalitesinde belirgin bir yükselişe neden olduysa, dijital radyo yayıncılığı da analog radyo yayıncılığı karşısında ses kalitesi bakımından önemli bir sıçramayı temsil ediyor. Bu nedenle dijital radyo yayın içeriğindeki önceliği belirgin olarak müzik alıyor.

Türksat 3A

Türksat 3A’nın üretimi için ilk resmi girişim 2005 yılının Nisan ayında başladı. Yeni uydunun tasarım, entegrasyon ve test aşamalarına paralel şekilde yürütülen teknoloji transferi ve eğitim projesinde 22 Türk mühendis...

Telekomünikasyon

Telekomünikasyon ('uzak iletişim'), Fransızca '' télécommunication '' daireünden geçmiştir. Duyum, yazı, resim, simge ya da her çeşit bilginin tel, radyo, optik ile başka elektromanyetik dizgelerle iletilmesi, kucak yayımı ya da...

Mors Alfabesi

1844’ten beri kullanılan Mors alfabesi, sesin radyo dalgalarıyla iletilemediği zamanlarda insanların söylemek istediklerini iletebilmelerine olanak sağladı. Günümüz teknolojisinin Mors’a olan ihtiyacı ortadan kaldırmasına rağmen denizciler ve amatör radyocular hala bu...

    Yusuf Gökçe

    'Yusuf GÖKÇE Blog' Teknoloji'nin her dalından hayatımızı kolaylaştıran buluşların kısa ve öz teknik bilgileri bu portalda olacak...

    Bizden Makaleler

    © 2025 Yusuf Gökçe. Elektrik, Elektronik, Bilgisayar, Otomasyon, Telekominikasyon...

    Arama