Türkiye'nin Uydu Tarihcesi

Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

Uydular üzerinden ticari televizyon yayıncılığı, karasal TV yayıncılığının başladığı1950’lerden sonra 1972 yılında atılan ilk ticari jeosenkron uydu olan Anik 1 üzerinden 1973 yılında başlamıştır. Sonraki yıllarda uydu üzerinden TV yayıncılığı, uyduların geniş bölgelere yayın yapabilmesinden dolayı hızlı bir şekilde yaygınlaşmıştır.

Türkiye’de de karasal yayıncılık 1968 yılında başlarken, uydular üzerinden TVyayıncılığı, TRT tarafından, o yıllarda PTT tarafından günümüzde ise Türksat A.Ş. tarafından işletilen Gölbaşı yer istasyonundan 1984 yılında ilk canlı yayın çıkılarak, 1986 yılında ise Intelsat uydusundan tüm Türkiye’ye yayın yapılmasıyla başlatılmıştır. 1990 yılında Star televizyonunun Eutelsat F-5 uydusu üzerinden başlayan iletimi ile özel TV yayıncılıkta yeni bir dönem başlamıştır.

1989 yılında zamanın Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın öncülüğü ile Türksat projesibaşlatılmıştır.. 1994 yılında ilk uydumuz Türksat 1A fırlatma sırasında düşmüş ancak aynı yıl Türksat 1B ve 1996 yılında Türksat 1C uyduları başarı işletilmeye başlanmıştır. 2001 yılında ise Türk Telekom ve Alcatel ile ortak olarak kurulan Eurasiasat şirketi üzerinden Eurasiasat-1 uydusu, Türksat 1C ile beraber 42 derece doğu lokasyonunda hizmet vermeye başlamış, 2004 yılında ise uydu hizmetleri, tüm uydular ve yer istasyonları Türk Telekom bünyesinden ayrılarak Türksat A.Ş. adlı yeni kurulan bir şirkete devredilmiştir.

Yurtdışı uydularından yayın yapan TV şirketleri kısa zamanda Türksat uydularına geçmiştir. TV yayınları başlangıçta analog formatta olup uydu üzerinde yaklaşık 26MHz yer kaplamakta idi. 1997 yılından sonra sayısal yayıncılık standartı olarak DVB’nin yaygınlaşması ile televizyonlar sayısal yayına geçmeye başladı. Sayısal yayın görüntü kalitesiile son kullanıcı tarafından, uyduda 4-5 MHz kapasiteye ihtiyaç duyması sebebi ile de yayıncılar tarafından hızla tercih edildi.

2005 yılında tüm kanallar sayısala geçişi tamamladı. 42 derece doğu lokasyonundaki Türksat 1C ve Eurasiasat-1 uyduları üzerinden 120’nin üzerinde TV ve 60’ın üzerinde radyo sayısal yayın yapmaktadır. Türkçe yayın yapan televizyonların 42 derece doğu lokasyonundaki Türksat uydularında toplanması da kullanıcılara tek bir anten ile tüm TV ve Radyo yayınlarını izlemeimkanı vermiştir.



Son kullanıcının yayınlara ücret ödediği sayısal yayın platformlarının (Cine-5, Star Dijital, Digitürk) yayına başlaması ve futbol maçlarının yayın ihalelerini alarakhızlı bir gelişim göstermesi de uydu üzerinden TV yayıncılığının yaygınlaşmasında etkin olmuştur. Uydu anten ve sayısal alıcıların fiyatlarının düşmesi de kullanıcıların uydu yayınlarını tercih etmesini sağlamıştır.

Kırsal bölgelerde ise, nüfusun yoğun olmaması sebebi ile TRT dışındaki özel televizyonlar karasal verici yatırımı yapmamaktadır. Karasal yayınlar halen analog olarak devam etmekte, gerekli frekans tahsislerinin de RTÜK tarafından yapılamamasından dolayıoluşan karşılıklı bozmalar (enterferans) yüzünden kaliteli görüntü elde edilmesi mümkün olamamaktadır. Bütün bu sebeplerden dolayı 2000 yılından sonra adeta uydu yayınlarında patlama olmuştur ve hızla gelişmeye devam etmektedir.

Uydu alış antenlerinde bir kanuni düzenleme olmaması sebebi ile zamanla artan görüntü çirkinlikleri oluşmaktadır. Belediyeler tarafından gerekli düzenlemelerin yapılması ve denetlenmesi ile bu görüntü kirliliğine çözüm bulmak mümkündür ve zaman kaybetmeden yapılmasında fayda vardır. Diğer yandan, uydu TV alıcıları herhangi bir frekans ve elektromanyetik kirliliğine sebep olmamaktadır. Türksat uydularının teknik performansısebebi ile Türkiye içinde 60 cm’lik küçük antenler ile her yerden yayın alınabilmektedir.

Uydu üzerinden TV ve radyo yayıncılığı önümüzdeki yıllarda da hızla gelişmeye devam edecektir. Uydu yayın maliyetlerinin düşmesi sebebi ile, Türksat ve diğer uydular üzerinden daha fazla yerel TV ve radyo yayın yapmaya başlayacaktır. Uydu yayıncılığının alternatifi olarak Kablo TV yayıncılığının şehir merkezlerinde ve nüfusun yoğun olduğu bölgelerde gelişmesi beklenmelidir. Ancak Kablo TV merkezlerine yayın ulaşımı yine uydular üzerinden olacaktır.

Yapılan planlara göre 21 Aralık 1993’te uzayda olması gereken TÜRKSAT-1A, 24 Ocak 1994’te bile hedefine ulaşamadı ve ona bağlanan tüm beklentilerle birlikte Atlantik sularına gömüldü.

24 Ocak 1994. TÜRKSAT-1A "yı uzaya gönderiyoruz.
23:37 - TÜRKSAT-1A'yı taşıyan Ariane 4 füzesi ateşleniyor...
23:42 - Füze ilk kademeyi atıp hedetine doğru yol alıyor...
23:45 - ikinci kademe de atılıyor.
23:47 - Üçüncü kademe motorları ateşleniyor...
23:49 - Sistemde ani basınç düşmesi...
23:50 – Füze düşmeye başlıyor...
23:51 - TÜRKSAT-1A kül oluyor. İşte TÜRKSAT-1A uydusunun 12 dakikalık ilk varlığı.

Proje TÜRKSAT uydusunu kullanarak Türkiye, Avrupa ve Orta Asyanın bir bölümünde telekomünikasyonu hızlı, güvenilir ve yaygın hale getirmekle ilgiliydi. Uydu yapımı ve uyduyu yörüngeye oturtmak şeklinde saptanan iki bölümden oluşuyordu. TÜRKSAT uydusu ise aynı anda iki uyduyu fırlatabilecek şekilde tasarlanmış ARIANE-4 füzesinin alt bölümünde yeralarak fırlatılacaktı.

ARIANE-4 yaklaşık 58 metre yüksekliğinde, 3 kademe ve ilk kademe etrafına bağlanmış dört adet boosterden oluşan, sıvı yakıt kullanan ve kalkıştaki ağırlığı 480 tona ulaşan komplike bir taşıyıcıydı. Kompleks bir füze olduğundan da birçok yerde problem çıkabilirdi ve problem çıktı da.. Malesef arkadaşlar uydumuz atlantik'e gömüldü.. ama şimdi 5. uydumuz 3A uzayda.. Türkiyemiz dünyada uydusu olan sayılı ülkelerinden artık..ve dahada profesyonelleşiyor..

Telekomünikasyon

Telekomünikasyon ('uzak iletişim'), Fransızca '' télécommunication '' daireünden geçmiştir. Duyum, yazı, resim, simge ya da her çeşit bilginin tel, radyo, optik ile başka elektromanyetik dizgelerle iletilmesi, kucak yayımı ya da...

GSM 900 ve GSM 1800

Avrupa ülkeleri tarafından başlangıçta sadece Avrupa’da kullanılmak üzere geliştirilen GSM, tüm dünyada oldukça büyük bir kabul görmüş ve yaygınlaşmıştır. Bugün pek çok ülkede, GSM servislerine büyüyerek devam eden talebin karşılanması...

Mors Alfabesi

1844’ten beri kullanılan Mors alfabesi, sesin radyo dalgalarıyla iletilemediği zamanlarda insanların söylemek istediklerini iletebilmelerine olanak sağladı. Günümüz teknolojisinin Mors’a olan ihtiyacı ortadan kaldırmasına rağmen denizciler ve amatör radyocular hala bu...

    Yusuf Gökçe

    'Yusuf GÖKÇE Blog' Teknoloji'nin her dalından hayatımızı kolaylaştıran buluşların kısa ve öz teknik bilgileri bu portalda olacak...

    Bizden Makaleler

    © 2025 Yusuf Gökçe. Elektrik, Elektronik, Bilgisayar, Otomasyon, Telekominikasyon...

    Arama